Av Mevsimi (2010) Filminin Eleştirisi

Çanakkale on sekiz mart üniversitesinde 2.sınıf radyo,televizyon ve sinema bölümü öğrencisi olarak, bahar dönemi senaryo dersi için hazırlamış olduğum ''Av Mevsimi Filminin kendimce eleştirisini'' sizlerle de paylaşmak istedim. Umarım yazdıklarımı beğenirsiniz. Aynı zamanda filmi izlemeyenler için de güzel bir film tavsiyesi yapmış oldum.



Senaryo Açısından;  
A- Konu: Ferman komiser (Şener Şen) ve Deli İdris (Cem Yılmaz) lakaplı iki cinayet büro komiseri yeni cinayet büro çalışanlarına ders verirken bir dava dosyası onlara verilir. Bu davada personel eksikliği nedeniyle Çömez dedikleri Hasan’ı (Okan Yalabık) da yanlarına alarak hayatlarını önemli ölçüde etkileyecek olan Pamuk Seyhan’ın cinayet soruşturmasını çözmek üzere yola çıkarlar. 

B- Akıcılık: Polisiye film ve dizilerin genel özelliği olan durağanlık, sürükleyicilik ve yavaş tempolu ilerleyiş de Av Mevsimi filminde bariz bir şekilde görülüyor. Baş ve yan karakterlerin gündelik sorunları gibi yan hikâyeler, cinayet soruşturmasının çözülmesine önemli ölçüde zaman kaybı olarak etki ediyor.  

C- Cast & Senaryo Uyumu: İlk başta benim gözüme çarpan en büyük cast hatası, Deli İdris adlı karakteri Cem Yılmaz’ın oynaması oldu. Karakterin Karadenizli olmasının senaryoya hiçbir etkisi yokken ‘’karakter neden Karadenizli yazıldı?’’ diye düşünmeden edemedim. Cem Yılmaz’ın pek çok başarılı filmi ve iyi bir oyunculuğu olsa da örf ve adetlerine bağlı, aile yapısı eski Türk aile yapısını andıran aynı zamanda alkole ve eşine olan takıntılarıyla ön planda olan Karadenizli bir karakterin iyi veya kötü bir şivesi olmasını beklersiniz. Özellikle birlikte yaşadığı ve akıcı bir şekilde karşılıklı lazca konuştuğu annesi olmasına rağmen gündelik yaşamında en ufak bir şivesinin olmaması bir hayli tutarsız olmuş. 


D- Karakter Çözümlemeleri:  
Deli İdris (Cem Yılmaz): Sağı solu belli olmadığı için çevresi tarafından ‘’Deli’’ olarak anılan İdris karakterinin öne çıkan özellikleri; hırslı, kindar ve sadık oluşu. Aynı zamanda çocukluk aşkı Asiye’ye olan takıntısına da film de sıkça rastlıyoruz. Babası gibi gördüğü Ferman karakterine karşı genel olarak mahcubiyet hissediyor. Babasının ölümünden sonra Ferman’ın sayesinde polis olan İdris kendi kişisel ve içsel olaylarını işine de yansıttığı için Ferman’ın karşısında sık sık boynu bükük kalıyor. 
Avcı Ferman (Şener Şen): Kendisinin de dediği gibi ‘’İtin uğursuzun peşinde bir ömür çürüttüm.’’ cinayet büro adına bir ömür veren Ferman karakteri işi sayesinde tecrübe kazanarak insan sarrafı olmuş bilge bir karakterdir. Karısının böbrek yetmezliğini içselleştirmesi üzerine bütün enerjisi ve vaktini işine vererek Pamuk Seyhan cinayetini takıntı haline getirmiştir.  Sıradan bir İstanbul Beyefendisi görünümünün içerisinde Anadolu insanının çalışkanlığı ve kesin bir zekâ yatmaktadır. Bu nedenle de cinayet büroda ‘’Avcı’’ lakabıyla tanınır. 
Çömez Hasan (Okan Yalabık): Üniversitesinde tez yazma aşamasında olan genç Hasan, Türkiye’deki seri katiller üzerine bir tez yazmak isteyince kendini cinayet büroda bulur. Hayata yeni atılmış olan Hasan için cinayet büro tam bir kabustur.  Cesetler, ölüler, organ parçaları gibi vs. Kavramlara çok uzak olan Hasan, İdris gibi sevdiği kadın Yasemin’e çok bağlıdır. Cinayet büroda Ferman ve İdris ile çalışmaya başladıktan sonra mesai saatleri içerisinde bile sürekli olarak Yasemin’le konuşunca komiseri Ferman’ın tepesini attıracak kadar da saf bir karakterdir.  
Battal Çolakzade (Çetin Tekindor): Avcıların avcısı denilebilecek bu karakter sevdiği kızı uğruna her şeyi yapabilecek nitelikte birisidir. Fazla kibirli ve insanları küçük gören bir tiplemedir. Parası ve şöhretine güvenerek istediği her şeyi elde edebileceğine inanan bir karakterdir.  

E- Film üzerine eklemek istediklerim: Filmdeki renk ve sahne uyumları da oldukça dikkat çekiciydi. Filmdeki kasvetli havayı, durağanlığı ve yavaş tempoyu ön plana çıkarmak adına filmde zaman zaman gri, mavi ve yeşilin bazı koyu tonları ile görüntülere renk atılmıştı. Filmde mantık hatası olarak gördüğüm iki sahneyi eklemek istiyorum. İlk sahne Battal Çolakzade’nin korumalarından birinin İdris’i vurduktan sonra çok yüksek bir şekilde polise ifade vermesi. Polislerin olay yerine gelmesi ve korumadan ifadeyi alabilmesi belirli bir süre geçmesi demektir. Yani bu süre zarfında korumanın sakinleşmesi şoktaysa bile bunu dudak ve el titremesi, solgun yüz ifadesi veya kekeleyerek ifade vermesi ile aktarılabilirdi. İkinci sahne ise İdris’in vurulduktan sonra yere hemen düşmeyerek uzunca bir süre korumaya ve Battal karakterine bakması. Kameralar sayesinde Ferman komisere bir mesaj göndermesi oldukça mantıklıydı fakat bence vurulma sahnesi daha kısa tutulabilirdi.  

F- Filmin önermesi: Benim filmden çıkardığım önermeler, ‘’Para, sağlık getirmez.’’ ve ‘’Başkalarının mutsuzlukları üzerine kurulan mutluluklar elbet çöker.’’ en basit ve özet halleriyle filmden bunları çıkardım. Filmin önermesi bunlardan başka şeyler de olabilir. Genel olarak tüm filmlerin önermeleri, o anki ruh halimiz, içinde bulunduğumuz ortam ve yaşadıklarımıza göre değişiklik gösterebileceği için bu başlık altında uzun yorumlar yapamıyorum. 

Yorumlar